T-TIME MAG olarak, Uluslararası Kadınlar Günü’nüzü Kutluyoruz! Birlikte daha güçlüyüz! Kadınlar için, özgür ve yaşanabilir bir Dünya’da umut dolu geleceklere…
Fakat şunu da unutmayın ki kadın olmayı kutlamak için Kadınlar Gününe ihtiyacınız yok.
Bazen cilt bakımınızı yaparken, bazen makyajınızı yaparken, bazen ağlayarak o makyajı çıkarırken; bazen gecenin bir saati ertesi gün için kombin yapmaya çalışırken veya kendi en güncel deneyimimden örnek vermem gerekirse: Her yerinize kuş pislediğinde; adını bile bilmediğiniz bir kadın, siz tuvalette sinir krizi geçirirken sizi temizlerken…
Kadın olmanın sayesinde yaşadığımız minik anlarla ve beraberinde gelen duygularla günlük olarak çokça karşılaşıyoruz fakat bu durumlara o kadar alışıyoruz ki normalleşiyorlar.
Bu nedenle kadın olmayı kutlayacak bir sürü minik an varken yılın bir gününü beklemeyin. Anların tadını çıkararak varlığınızın her saniyesini kutlayın. Kendinizi kucaklayarak kadın olmayı kutlamaya, içinizdeki küçük kızı mutlu ederek başlayın.
İÇİNİNİZDE YAŞAYAN KÜÇÜK KIZI MUTLU EDİN
Çocukluk, bir insanın hayatının en masum zamanıdır derler. Belki bu yüzden kimi zaman o çocuğa dönmeyi isteriz.

Kimileri, içindeki küçük çocuğu şımartamadığından anı yaşayamaz, hiçbir şeyden zevk almaz. İster 20’lerinizde olun, ister 40’larınızda, ister 60’larınızda; siz de bir çocuktunuz ve çocuk halen orada. Kadın olmayı kutlamadan önce onu sevin ve onu yaşatın.
“Kadın” kelimesini kucaklarken içinizdeki minik kız çocuğunu unutmayın. Ona hayatı başardığınızı gösterin. Onu halen mutlu edebilmek ve büyümeye gülebilmek hayatınıza değer katacaktır.
İçinizdeki küçüğe şefkat gösterirken bugününüzü de mutlu etmeyi unutmayın.

Hayata gülmek veya gülebilmek ama en çok
KENDİNE GÜLÜMSEMEK
Mesela kadın dediğin, istiyorsa herkesin içinde en yüksek sesle kahkaha atacak.
Derin ve doğru atılan kahkaha sağlığa yararlıdır sevgili insanlar. Hayatın olumlu tarafına bakarak huzur bulmak ve bazı şeylere gülebilmenin getirdiği rahatlık bir yana; gülmek ve kahkaha atmanın dopamin seviyelerini düzenlediği söylenir. Güldükçe, stresinizi ve gerginliğinizi azaltmanızın yanı sıra ruhunuzu rahatlatırsınız.
Bu gönderiyi okuduktan sonra aynanın karşısına geçin, kendinizle göz göze gelin ve kendinize gülümseyin. Bazen hem gülümsenmeye hem gülümsemeye ihtiyaç duyarız. Bundan sonra da varlığınıza ve kadın olmaya şükrettiğiniz her anda gülümseyin, ruhunuza iyi gelecektir.

Normlara ayak uydurmaya çalışmak veya
YAŞAMAK
Neden ara sıra gülümsenmeye ve gülümsemeye ihtiyaç duyduğumuz konusuna çok girmeyeceğim fakat günümüz toplumunda kadın olmak dediğimde çoğu kişi ana hatları anlayacaktır.
Bu ana hatların içini dolduran meseleler değişiklik gösterebilse de genellikle merkez noktada yatan bir zihniyet vardır. Bu zihniyetin dayatmalarından kurtulabilmek pek mümkün değildir çünkü bazıları toplumda yer edinmiş normlar haline gelmiştir. Birazcık her şeyi boş verelim; farklı hayat anlayışlarını, beden ve güzellik algılarını…
Sizi baskılayan ve kalıplaştırmaya çalışan tüm düşünceleri, hayatınıza girmeden önce sorgulayın: Bu bana ne hissettirecek? bu beni mutlu edecek mi?
Kadın olmak konusundan bağımsız olarak; unutmayın ki sosyal medyada başta olmak üzere toplum tarafından çeşitli yollarla dayatılan standartlara uymaya çalışmak yaşamak değildir.
BEDENİNİZE ŞÜKRETMEK
Ancak bir kadının tamamıyla anlayabileceği bir şeydir kadın bedeni.

Vücudunuzdaki her bir çatlağın sizi özel yaptığını unutmayın. Bedeninize hem iç hem dış güzelliği katmak için ruhunuzu ve cildinizi düzenli arındırın. Sürekli ama sürekli kendinizi şımartın… Çünkü doya doya kendinizi şımartmak en çok sizin hakkınız.
Bedeninizle ruhen bütünleşebilmek kadın olmayı kutlamanın en önemli adımıdır.
Anlayacağınız kadın olmayı kutlamaya geçmeden önce kendinizi kutlamanız gerekiyor. Bu, çocukluğunuza dönerek ve küçüklüğünüzü besleyerek zamanla günümüze ulaştığınız bir yolculuk aslında.
Bu kimileri tarafından cesaret isteyebilen bir eylem olsa da gözünüz korkmasın uzun ve korkunç bir süreç değil. O seviyeye belki ulaştınız, belki yolun başındasınız; hangi noktada olursanız olun bundan sonra etrafınıza odaklanın.
Fincanınızdaki ruj izi, parfümünüzün yaydığı koku, akan makyajınız, kız kıza yaptığınız sohbetler, pek fazla söze gerek olmadan gerçekleşen kız dayanışması… Tüm bunlar önceden bahsettiğim minik anların sayısız örneklerinden bazıları.
Hepsinin tadını çıkarın.

Yazımıza son noktayı koymadan önce:
Kadınlar Gününde, kadın oldukları için hayatını kaybeden kız kardeşlerimizi anıyoruz.
En çok da onlar için kadın olmayı kutlayarak yaşayın.
Kendinizin değerini bileceğinize, kadın olmayı kucaklayacağınıza ve her daim dimdik duracağınıza dair onlara ve kendinize söz verin.
Zaten en değerli söz de o olur:
Kadın gibi kadınların, kadının dibinin sözü.
Kadın sözü.