Feminist edebiyat, kadınların toplum içindeki konumunu sorgulayan, cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken ve kadın deneyimlerini merkezine alan eserleri kapsar. Yüzyıllar boyunca kadın yazarlar, ataerkil sistemin dayattığı sınırları aşarak edebiyat aracılığıyla seslerini duyurmuş, toplumsal değişim için güçlü bir zemin oluşturmuşlardır.
Bu yazıda; feminist edebiyatın kadın hakları, kimlik, bağımsızlık ve özgürlük gibi temalarını işleyen kitaplara yer veriyoruz. Eğer toplumsal cinsiyet tartışmalarına edebiyat penceresinden bakmak ve kadın yazarların dünyasını keşfetmek istiyorsanız, bu öneriler tam size göre!

Sarı Duvar Kağıdı (The Yellow Wallpaper)
-Charlotte Perkins Gilman, 1892
Tür: Kısa Öykü, Gotik Kurgu
Yayınevi: İthaki Yayınları, 2019
Eser, 19. yüzyılda kadınların ruh sağlığına ve toplum içindeki rollerine dair güçlü bir eleştiridir. Hikâye, doğum sonrası depresyon geçiren genç bir kadının, doktor olan eşi tarafından tedavi amacıyla bir odaya kapatılmasını konu alıyor. Kadının, bu odadaki sarı duvar kâğıdına giderek takıntılı hale gelmesini ve zamanla duvarın ardında başka bir kadın figürü gördüğüne inanarak gerçeklik algısını yitirmeye başlamasına tanıklık ediyoruz.
Sarı Duvar Kağıdı, kadınların bastırılmışlığına ve dönemin ataerkil tıbbi uygulamalarına sert bir eleştiri getirirken, aynı zamanda erken dönem feminist edebiyatın önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
“Bütün gücümle kadınların, bütün kadınların kadınlığın ne olduğunu nihayet anlamasını diledim; gücünü ve gururunu ve hayattaki yerini anlamalarını.”

Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (A Vindication of the Rights of Woman)
-Mary Wollstonecraft, 1792
Tür: Feminist Felsefe
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019
Zamanının çok ötesinde olan bu eser, erken dönem feminist yazının temel metinlerinden biri olarak kabul edilmekte. Wollstonecraft bu Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi’nde; güç, ahlak, eğitim ve din gibi olguların kadın üzerinde nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor. Argümanlar etrafında oluşturulan bu eserde, eğitimsizliğin kadın hakları üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.
“Eğer kadınların sesleri bastırılacaksa, eğer kadınlar insanoğlunun doğal haklarından mahrum bırakılacaksa, haksızlık ve tutarsızlık suçlamasını boşa çıkarmak için, öncelikle kadınların aklı olmadığını kanıtlamanız gerekmektedir.”

Ben, Kirke (Circe)
-Madeline Miller, 2019
Tür: Fantastik Kurgu, Efsanevi Roman
Yayınevi: İthaki Yayınları, 2018
Madeline Miller’ın Kirke adlı romanı, Yunan mitolojisindeki Kirke karakterini merkezine alan bir yeniden anlatımdır. Eserde, Güneş Tanrısı Helios’un kızı olan Kirke’nin, ölümlülerle yakınlık kurması ve kendi büyü gücünü keşfetmesi sonucu Aiaia adasına sürgün edilişi anlatılıyor. Güç, kimlik, bağımsızlık ve kadın olmanın zorlukları üzerine derin bir anlatı sunan eser, mitolojiyi feminist bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor.
“Kafeste beslenen bir kuş gibi olmayacağım, diye düşündüm. Kafesin kapısı açıkken bile uçmayacak kadar aptal olmayacağım.”

Sırça Fanus (The Bell Jar)
-Sylvia Plath, 1963
Tür: Otobiyografi, Anahtarlı Roman*
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi, 2019
Yazarın kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı romanda; bireyin çöküşünün evrelerin, yabancılaşmasını ve kimlik arayışını okuyoruz. 19 yaşındaki bir kızın New York’ta iş imkanı elde etmesiyle başlayan kitap, ilerleyen sayfalarda Plath’ın manik depresifliğinin ana karaktere yansımasıyla devam ediyor. Size tavsiyemiz, bu sürükleyici okumaya kendinizi hazırladığınızdan emin olun.
“Tıpkı bir kasırganın merkezindeki sakin bölge gibi durgun ve bomboştum, çevremdeki karmaşanın içinde yuvarlanıp gidiyordum.”
*Anahtarlı Roman: Gerçek kişi veya yerlerin uydurma isimlerle aktarıldığı roman türü.

İkinci Cinsiyet (Le Deuxième Sexe)
-Simone de Beauvoir, 1949
Tür: Feminist Felsefe
Yayınevi: Koç Üniversitesi Yayınları, 2019
Not: Kitap iki ciltten oluşmaktadır.
Son derece cüretkar bu eserde, “varoluşçuluk kavramı üzerinden toplum ve sistem eleştirisini okuyoruz. Yazar, “Kadın doğulmaz, kadın olunur,” sözünü eserin merkezine koyarak bu sözün temelindeki düşüncelerini aktarır. Her cümlesinin sindirerek okunmasını tavsiye ettiğimiz bu eseri okurken; yazıldığı dönemden günümüze, kadın-erkek eşitliği konusunda ne kadar az ilerlediğimizi fark ediyoruz.
“Kadınlara karşı en kibirli, en saldırgan davrananlar ya da onları en hor görenler, kendi erkekliği konusunda endişe duyanlardır.”

Kendine Ait Bir Oda (A Room of One’s Own)
-Virginia Woolf, 1929
Tür: Deneme, Uzun Makale
Yayınevi: Koridor Yayıncılık, 2017
Kendine Ait Bir Oda, kadınların edebiyat dünyasındaki yerini ve toplumsal eşitsizlikleri ele alan çığır açıcı bir feminist metindir. Woolf, kadınların yaratıcı özgürlüğe sahip olabilmesi için ekonomik bağımsızlığa ve “kendilerine ait bir oda”ya ihtiyaç duyduklarını savunur.
Eser, tarih boyunca kadınların eğitim alanındaki dışlanmışlığını sorguluyor ve kadınlara sunulan sınırlı imkanları gözler önüne seriyor. Deneme türünde yazılmış olan kitap, sadece edebiyat üzerine değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, güç ve bağımsızlık konularında da derin bir düşünsel tartışma sunuyor.
“Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır.”

Küçük Kadınlar (Little Women)
-Louisa May Alcott, 1868
Tür: Bildungsroman*
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020
Amerika’daki İç Savaş döneminde geçen kitapta 4 kız kardeş anlatılıyor. Birbirlerinden çok farklı dünya görüşü olan kardeşlerin kendilerince hayatta kalma çabalarını, umuda tutunmalarını okuyoruz. Aile ilişkilerini, dostluğu ve umudu aktaran keyifli, içinizi ısıtacak bir kitap. Kardeşlerin hayatına kapılıp kendileriyle bir yolculuğa daha çıkmak isterseniz, devam kitabı olan “İyi Eşler”i listenize eklemeyi unutmayın.
“Çünkü çalışmak en büyük teselli kaynağıdır. Çalışın ve umutla yaşayın.”
*Bildungsroman: Türkçede genellikle oluşum romanı olarak geçer. Ana karakterin çocukluktan yetişkinliğe, hayata karşı psikolojik ve ahlaki gelişimini konu alır. Karakteristik değişim önemli rol taşır.