Dark Mode Light Mode
Dark Mode Light Mode

Paris Haute Couture Haftası: İlkbahar 2025

Paris Haute Couture Haftası’ndan birkaç koleksiyonu inceliyor, zarafet ve sanat dolu görkemli moda dünyasına birlikte göz atıyoruz.
Soldan Sağa: Armani Privé, Elie Saab, Dior Haute Couture İlkbahar 2025 Soldan Sağa: Armani Privé, Elie Saab, Dior Haute Couture İlkbahar 2025
Soldan Sağa: Armani Privé, Elie Saab, Dior Haute Couture İlkbahar 2025

Haute Couture Moda Haftaları, moda dünyasının en görkemli zamanlarından biridir. İlkbahar 2025 koleksiyonlarının sergilendiği Paris Haute Couture Haftası’nda da bu durum değişmedi.

Paris Haute Couture Haftası, her yıl olduğu gibi bu yıl da moda dünyasının en yaratıcı ve etkileyici tasarımlarına ev sahipliği yaparak couture’ün sınırlarını zorlayan koleksiyonları gözler önüne serdi. İlkbahar 2025 Couture koleksiyonlarının sergilendiği podyumlarda; zamansız işçiliğin, modern sanat anlayışının ve yüksek moda estetiğinin kusursuz bir birleşimi olarak karşımıza çıkan koleksiyonlara tanıklık ettik.

Bu yazımızda; Paris Haute Couture Haftası’ndan birkaç koleksiyonu inceliyor, zarafet ve sanat dolu görkemli moda dünyasına birlikte göz atıyoruz.


Jean Paul Gaultier

Jean Paul Gaultier markası için couture koleksiyonu tasarlayan 8. ve en genç konuk tasarımcı olan Ludovic de Saint Sernin, Le Naufrage adlı koleksiyonuyla podyumdaydı.

Fransızca bir kelime olan Le Naufrage “gemi enkazı” demek. Koleksiyonun ilhamı; Jean Paul Gaultier’in korsanlar, deniz kızları yani aslında denizcilik üzerine olan geçmiş koleksiyonlarına dayanıyor. Hatta Jean Paul Gaultier’in 1997 defilesinde görülen ürkütücü gemi formundaki başlığın yeniden yorumlanmasını bu koleksiyonda görüyoruz.

Bu koleksiyonun, de Saint Sernin’in Haute Couture dünyasındaki ilk adımı olduğunu da belirtelim. Koleksiyonda klasiğin fütüristik ögelerle çarpışmasına tanıklık ediyoruz. Gaultier’nin masalsı moda anlatısının göz önünde bulundurarak hazırlandığı bariz olan koleksiyon, De Saint Sernin’in moda anlayışını da mükemmel bir şekilde yansıtıyor.

Korsanlar, zarif aristokratlar ve gizemli denizkızları… Hepsi seksi bir noktada buluşuyor. Böylelikle, De Saint Sernin’in yarattığı gemi enkazından şehvet ve romantizm dolu bir hikaye doğuyor.

Görseller: fashion.jeanpaulgaultier.com


Schiaparelli

Schiaparelli Haute Couture İlkbahar 2025 koleksiyonunun adı Icarus (İkarus), markanın kreatif direktörü Daniel Roseberry’nin haute couture’ün mükemmellik arayışı ve sınırları zorlama misyonuna duyduğu tutkuyu yansıtıyor. Roseberry, couture’ün büyük zirvelere ulaşma ve gerçeklikten kaçış sunduğunu vurgularken, mükemmelliğin bir bedeli olduğunu hatırlatıyor.

Koleksiyonun ana ilham kaynağı, Roseberry’nin bir antika dükkanında bulduğu 1920’ler ve 1930’lardan kalma kurdeleler olmuş. 1920’ler ve 1930’lardan parçalar kullanmak, ona zaman yolculuğu yapmak ve geçmişin Haute Couture’ünü çağrıştıracak silüetler tasarlama ilhamı vermiş.

Roseberry aylarca moda tarihinin önemli Haute Couture tasarımcılarını incelemiş: Madame Grès, Charles Frederick Worth, Paul Poiret, Yves Saint Laurent ve Azzedine Alaïa. Tabii ilham almak ve kopyalamak arasında ince bir çizgi vardır derler. Roseberry bu durumu şöyle açıklıyor: “Onların işlerini kopyalamak istemedim; onlardan bir şeyler öğrenmek istedim.”

Bu nedenle koleksiyonda geçmişten çeşitli referanslar görüyoruz. Her zaman koleksiyonlarda Elsa Schiaparelli’nin tasarımlarına atıfta bulunan, onları yeniden yorumlayan Roseberry; bu koleksiyonda diğer tasarımcılardan da ilham alıyor. Yine de bunu Schiaparelli’nin çizgilerine uyan mükemmellikte yapmayı başarıyor.

Elsa Schiaparelli’den markaya miras olan sürrealist detaylar bu koleksiyonda da kendini belli ediyor. Schiaparelli Haute Couture İlkbahar 2025 koleksiyonu sadece tasarımlarının silüetleriyle değil, kullanılan teknikler ve usta el işçiliğiyle de dikkat çekiyor.


Armani Privé

Armani Privé, Paris Haute Couture Haftası kapsamında gerçekleşen İlkbahar 2025 defilesiyle 20. yıldönümünü kutladı. Paris’teki Palazzo Armani’de düzenlenen defileyle birlikte; sakin, zarif ve şık olduğu kadar lüks olan bir diyara yolculuk ettik.

Lumières yani “Işıklar” olarak adlandırılan koleksiyon, ışığı yansıtan kristallerle süslenmiş 94 ışıl ışıl görünümden oluşuyor. Klasik bir Armani Privé renk paleti üzerinden giden koleksiyon, göz alıcı ışıltısı ve baharı yansıtan çiçek motifleriyle bizleri kendine çekiyor.

Armani; koleksiyonu oluştururken Doğu’dan Batı’ya bir yolculuk fikrinden ilham aldığını, Japon kimonosu ve obi kemerinin yanı sıra Polinezya, Kuzey Afrika, Çin ve Hindistan’ın kumaşlarına, renklerine ve siluetlerine göndermeler yaptığını söyledi.

Armani’nin deyimiyle: ”Kıtaları ve kültürleri aşan benzersiz stilistik kimliğin damıtılması olarak tasarlanan Giorgio Armani Privé İlkbahar 2025 koleksiyonu, dünyayı dolaşan ve deneyimlerini zarafetle giyilen güzelliğin ışıltılı ifadelerine dönüştüren gerçek bir modern kadının gardırobunu temsil ediyor.”

Tüm bu kültürel göndermelerin ve ışıltılı detayların ardında klasik Armani Privé silüetleriyle karşılaşıyoruz.

Zarif, şık ve ince olduğu kadar göz alıcı ve lüks. Koleksiyonda bulunan aksesuar detayları da oldukça dikkat çekiyor. Taşlı saç aksesuarları ve küpeler, görünümleri gözü yormadan bir üst seviyeye taşıyor.

Armani Privé İlkbahar 2025 defilesindeki görünümler, kıyafetlerdeki gibi ince işlemelere sahip çantalarla tamamlanıyor. Koleksiyondaki el işçiliği göz alıcı nitelikte.


Dior

Dior’un Maria Grazia Chiuri tarafından tasarlanan Haute Couture İlkbahar 2025 koleksiyonu neo-romantik ezgiler içeriyor. Koleksiyonda, geleneksel olanın yeniden yorumlanmasına tanıklık ediyoruz.

Chiuri, koleksiyondaki parçalarla Dior’un mirasına atıfta bulunuyor. 1958 yılında Yves Saint Laurent’in Dior için tasarladığı ikonik Trapèze serisinin izlerini bu koleksiyonda görmek mümkün. Aynı zamanda Mösyö Dior’un 1952-1953 Sonbahar-Kış Haute Couture koleksiyonu için tasarladığı Cigale silueti de, bu koleksiyonda yeniden yorumlanıyor. Bu yorumlamalar, markanın geçmiş ile geleceğin zamansız birlikteliği gözler önüne seriyor.

Dantel detaylar koleksiyona zarafet katarken, markada görmeye alışık olmadığımız punk esintileri de karşımıza çıkıyor. Ana renk paleti altın rengi, siyah ve gümüş etrafında şekillenen koleksiyon bizleri masalsı bir yolculuğa çıkarıyor.

Görünümlerin ince işçilik ile yaratılan heykelsi silüetleri oldukça dikkat çekiyor.

Görseller: dior.com


Valentino

Alessandro Michele’nin Valentino için hazırladığı ilk couture koleksiyonu Vertigineux, Paris Haute Couture Moda Haftası kapsamında sergilendi. Bu defile aynı zamanda Michele’nin de ilk Haute Couture defilesi. 

Michele’nin tarzı ile özdeşleşen avangardlık Valentino’da da kendini gösteriyor. Koleksiyon, Valentino’da pek görmeye alışık olmadığımız bir aşırılığı temsil eden nitelikte. Yine de bu Michele-vari aşırılıkta yatan çekiciliği inkar edemeyiz.

Valenino Haute Couture İlkbahar 2025 defilesinin basın açıklamasında, Michele koleksiyonu şöyle anlatıyor: “Valentino Vertigineux, tek bir vizyon yerine bir anlatı çokluğu sunuyor. Her elbise, benzersiz, tekrarlanamaz ve tamamlanmamış bir listenin parçası gibi düşünüldü: anlam katmanlarının ve anlatı fragmanlarının bir araya geldiği, kesintisiz bir koleksiyon… Her parça, birbiriyle bağlantılı dünyaları çağrıştıran bir harita, gözle görülmeyenin sınırlarını aşan bir anlatı koleksiyonu.”

Görseller: valentino.com


Elie Saab

Elie Saab, Portrait of a Dream adlı koleksiyonuyla bizleri büyüleyici bir bahçeye davet ediyor. Empresyonist bir bahçenin romantik ışıltısından ilhamla oluşturulan bu koleksiyon, son derece feminen ve olağanüstü incelikte bir görsel şölen sunuyor.

Koleksiyonun pastel tonlardan oluşan renk paleti, adeta rüya alemindeymiş gibi hissettiriyor. Gerçek olmayacak kadar büyüleyici ve etkileyici.

Tasarımlarla doğayı bütünleştiren çiçek detayları, ilkbaharın coşkusunu yansıtıyor. Dökümlü bir silüetler, heykelsi bir durulukla karşımıza çıkıyor. Taş işlemeli, ışıl ışıl ve göz alıcı parçaların arasına serpiştirilmiş denim elbiseler koleksiyona damga vuran parçalar arasında.

Marka koleksiyonu açıklarken şu ifadelere yer veriyor: “Sanat; zamanı askıya alma, dünyayı olağanüstü bir güzellikle doldurma ve bakış açımızı tazeleme gücüne sahiptir. Elie Saab Haute Couture İlkbahar-Yaz 2025, geçmişin ustalığını bugüne taşıyarak, geleceğe dair hem zarif hem de etkileyici bir vizyon sunuyor.”

Görseller: eliesaab.com


Rahul Mishra

Rahul Mishra’nın Haute Couture İlkbahar 2025 koleksiyonu The Pale Blue Dot, yastan doğuyor. Mishra’nın duygusal iç dünyasını filtresiz bir şekilde sunan bu koleksiyon, kişisel bir kayıbın anlatısı niteliğinde.

2024 Aralık ayında babasını kaybeden Rahul Mishra bu koleksiyonu çıkarabileceğinden emin değilmiş. Yine de babasına karşı olan hisleri onu bu koleksiyonu tamamlamaya itmiş. Mishra için bu koleksiyon, babasının hayallerinin devamı olmuş.

Koleksiyon, Mishra’nın NASA’nın Voyager 1 misyonu ve Carl Sagan’ın “Pale Blue Dot” kitabı üzerine düşünmesiyle şekillenmiş. Yine de Mishra, koleksiyonun sadece karamsarlık ve yas değil aynı zamanda yeniden doğuş ve umut unsurlarını da içinde barındırdığını söylüyor ve ekliyor: “Umut, gerçekleşmese bile hayattaki en önemli şeydir.”

Koleksiyonda kullanılan cam ve metal gibi malzemeler, işleme detaylarıyla haute couture sınırlarını zorluyor. Koleksiyonda bulunan bina ve doğa unsurları adeta çevreye ayna tutuyor. Distopik bir evrendeki kabusu ve yası yansıtarak başlayan koleksiyon, ilerleyen anlarda umuda doğru açılıyor. Koleksiyon, adeta kederin yıkıcı gücünü ve geleceğe dair umutlarımızı ele alan bir sanat eseri olma özelliği taşıyor.


Miss Sohee

Miss Sohee’nin Disney prenses elbiselerini andıran silüetleri bu koleksiyonla bir kez daha hayat buluyor. Markanın Haute Couture İlkbahar 2025 koleksiyonundaki parçalar; dramatik formları, yumuşak pastel tonları, kusursuz işçilikleri ve feminen estetikleri ile masalsı bir zarafet sunuyor.

İlkbaharın çiçeklerini üzerinde taşıyan elbiseler büyüleyici bir atmosfer yaratırken, elbiselerde bulunan korseler heykelsi bir feminen silüeti gözler önüne seriyor. Koleksiyonda bulunan saç aksesuarları da çok dikkat çekiyor.

Önceki Yazı

Şubat 2025 İstanbul Etkinlik Takvimi: Opera ve Bale

Sonraki Yazı

Başarının Ardında: Sertan Tutar