Milano Erkek Giyim Moda Haftası, her sezon olduğu gibi bu yıl da modanın geleceğini şekillendiren etkileyici koleksiyonlara ev sahipliği yaptı. Geçtiğimiz günlerde sonlanan moda haftasında sonbahar/kış 2025 -2026 koleksiyonları sergilendi. Moda dünyasının önde gelen markaları ve tasarımcıları, modern erkek giyimine yeni bir soluk getirirdi. Podyumlarda zarif kesimlerden iddialı detaylara kadar farklı stillerin birleşmesine tanıklık ettik.
Bu yazıda, Milano Erkek Giyim Moda Haftası podyumlarında öne çıkan erkek giyim sonbahar 2025 koleksiyonlarını keşfediyoruz.
Emporio Armani
Bu koleksiyonda Emporio Armani’nin klasik çizgilerinin baştan çıkarıcı bir bakış açısıyla yorumlanmasını görüyoruz.


Armani; baştan çıkarmayı, başkalarını içine çekmek ve büyülemek olarak tanımlıyor. “Kelimeler, jestler ve tarzla icra edilen bu incelikli sanat aynı zamanda bir mekan da olabilir: samimi, rafine ve atmosferik; bir kulüp, bir salon veya zamanın yavaşladığı bir sohbet ortamı gibi.”
Armani’nin açıklamasına göre koleksiyon eforsuz sofistikeliği içinde barındıran bir erkek modelini tanıtıyor. Bu erkek ceketlerinden atkılarına kusursuz bir görünüme sahip. Sık sık gittiği baştan çıkarıcı yerlerden gelen hayvan baskıları; paltolarını, gömleklerini ve mokasenlerini zarif bir biçimde zenginleştirirken, metalik iplikli kazaklar göz alıcı bir dokunuş katıyor.
Giorgio Armani
Marka koleksiyonu anlatmaya “kısıtlamalardan ve dayatmalardan uzak, bireysellikten beslenen bir zarafet deneyimleme biçimi.” diyerek başlıyor. Koleksiyonda bireyselliği kucaklarken geleneklere nazikçe meydan okumaktan korkmayan bir erkek imajı sunuyor. Modern, resmi ve gayri resmi olanı tutku ve güvenle harmanlayarak, sınırlardan etkilenmeyen, benlik duygusundan güç alan zarif bir Giorgio Armani erkeği görüyoruz.
Çeşitli kesimlerde paltolar ve kabanlar gözlemliyoruz. Vücudu saran ceketlerin yanı sıra bol ve rahat kesimli gömlekler ve pantolonlar karşımıza çıkıyor. Sportif fermuarlı yelekler, şık takım elbisenin bütünleşiyor. Yün, ipek ve kaşmire ek olarak kadife kullanımı da göze çarpıyor.
Prada
Miuccia Prada ve Raf Simmons hazırlanan bu koleksiyon için “Prada’dan çok Simmons etkisi taşıyor” desek yanlış olmaz.

Markanın yaptığı açıklamaya göre; Unbroken Instincts* adlı koleksiyonda temel insan yaratıcılığı için bir araç olarak insan doğasını, temel içgüdüleri araştırıyor. Marka; içgüdüsel olanda yeni bir incelik ve samimi, vahşi bir zarafet keşfedilebileceğini vurguluyor.
Koleksiyonda Prada’da daha önce gördüğümüz bazı renk ve kumaşlar gibi unsurların yeniden kullanılmasına şahitlik etsek de pek çok yeni element bulunuyor. Temiz çizgilerin ön planda olduğu koleksiyonda, çiçekli desenler ve ekoseler dikkat çekiyor. Bu moda haftasının çoğu podyumunda gördüğümüz gibi, Prada’da da bazı görünümler kürkler ile tamamlanıyor.

Koleksiyonda bulunan aksesuarlar; özellikle botlar, çantalar ve basketbol topu şekilde küpeler de oldukça akıllarda kalıcı.
*Unbroken Instincts: Kırılmamış İçgüdüler
Dolce & Gabbana
Stefano Gabbana ve Domenico Dolce’nin Paparazzi isimli koleksiyonu, markanın yıldızlar dünyasındaki çekiciliğine atıfta bulunuyor. Defile, görsel hikaye anlatıcılığı ile izleyicileri içine çekiyor.
Dolce & Gabbana, zarif ve çekici saten parçalardan günlük kotlara geniş bir ürün çeşitliği sunuyor. Sahte kürkler ve keskin çizgili ceketlerden oluşan dış giyim parçaları, farklı bir cazibe yaratıyor.

Koleksiyondaki ürünler, oluşturulan mükemmel styling ile farklı bir boyut kazanmış. Stylingde broş, çift kemer ve fular gibi aksesuar kullanımları koleksiyonun göz alıcılığını arttırıyor.
Defileyi izlemek için: Dolce & Gabbana
Pronounce
Romantic Sharpness* adlı koleksiyonun ana ilhamı geçmişten geliyor.
Markanın kreatif direktörleri Yushan Li ve Jun Zhou, antik dönemden bir savaşçının kırılganlığını ve insanlığını göstermek için zaman yolculuğu yaptığını hayal etmiş.
Örneğin; koleksiyonda bulunan kırmızı detaylar, savaşçının kanını temsil etmekte. Farklı silüetlerde karşımıza çıkan kırmızı dokunuşlar adeta savaşçının yaralarını ve savunmasızlığını yansıtıyor.

Bu koleksiyondaki parçaların önemli noktası ise tasarımların kişiselleştirebilir olması. Pronounce, tasarımlarında kumaşından düğmelerinin taşı gibi küçük detaylara kadar kişiselleştirme imkanı sunarak müşterisini ürünlerin tasarım aşamasına dahil etmeyi hedeflemiş.
*Romantic Sharpness: Romantik Keskinlik
Philipp Plein
Philipp Plein’in bu koleksiyonundaki ana hedef stilistik bakış açısı tarafından sürekliliği sağlamak ve tanınabilir olmakmış.
Bu sürekliliğe örneklerden biri, markanın imzası haline gelmiş olan taşlı işlemeli ceketlerin yine karşımıza çıkması. Fakat bu süreklilik sağlanırken yapılan ürün ve materyal tekrarı koleksiyonda yenilik bulunmuyor demek değil. Klasik Philipp Plein estetiğine yeni olan bol ve oversize silüetler oldukça dikkat çekiyor.
