Dark Mode Light Mode
Dark Mode Light Mode

Chanel Métiers d’Art 2026 Defilesi: Couture Bir Metro Yolculuğu

Lüks moda paslı tren raylarıyla buluştu.

Chanel’in zanaatkarlığını ön plana çıkardığı geleneksel “Métiers d’art” defliesi, bu sene 2 Aralık akşamı New York’ta gerçekleşti. Marka, bizleri bu sefer Paris’in ışıltılı avizelerinden, kusursuz mermer zeminlerinden ve o bildiğimiz lüks algısından uzak bir yere götürdü. Chanel, Matthieu Blazy yönetimindeki ilk Métiers d’art şovu için rotayı New York’un kalbine, hatta daha derinine, yeraltına çevirdi. Moda dünyasının en prestijli zanaat şovu, sinematik bir şıklıkla 168 Bowery durağının terk edilmiş peronunda gerçekleşti.

Matthieu Blazy, koleksiyonunu sergilemek için terk edilmiş ve kasvetli bir metro istasyonunu seçmesini “metronun, sosyal statünün sıfırlandığı tek yer” olmasından kaynaklandığını belirtti. Bir CEO ile bir sokak sanatçısının, yorgun bir öğrenci ile bir moda ikonunun aynı vagonda, aynı havayı soluduğu o kaotik eşitlik… Blazy, Chanel’in o meşhur zanaatkarlığını işte bu “gerçek hayatın” tam ortasına indirdi.

Şov; başrolde Margaret Qualley ve A$AP Rocky’nin yer aldığı, Michel Gondry imzalı ve defile için hazırlanan romantik komedi tadındaki kısa filmile başladı. Modeller, alışılagelmiş podyum yürüyüşlerinin aksine, yaklaşan bir vagonun kapıları açıldığında perona adım attılar. Bu sahne sadece bir defile başlangıcı değil, aynı zamanda New York’un o bitmek bilmeyen koşturmacasına bir atıf niteliğindeydi.

Koleksiyondaki detaylar, Blazy’nin şehri ne kadar iyi gözlemlediğinin kanıtıydı. Dramatik tüy detayları ve neon hayvan desenlerinin arasında, hepimizi gülümseten o küçük dokunuşlar vardı: Kahve bardağı formundaki çantalar ve köpek yüzleriyle kaplı ışıltılı setler. Blazy’nin dediği gibi, “New York’ta iki aksesuarınız vardır: Bir köpek ve bir kahve bardağı.”

Blazy’nin bu koleksiyonuyla birlikte, Parizyen Chanel kadını bir gecede Rue Cambon’dan ayrıldı ve elinde kahvesiyle metro kovalayan bir New Yorker’a dönüştü.

Bu eğlenceli ve hayatın içinden yaklaşım, Chanel’in genlerindeki zanaatkarlıkla birleşince ortaya gösterişsiz lüks ile arzu nesnesi konumuna gelen parçaların mükemmel dengesi çıktı.

Elbette, adı “Métiers d’art” (Sanat Zanaatları) olan bir koleksiyonda başrol, her zaman arka plandaki kahramanlarındır. 2002’den beri süregelen bu gelenek, bu yıl da bozulmadı. Rue Cambon’dan le19M atölyelerine; tüy işçileri (Lemarié), şapka yapımcıları (Maison Michel), nakış ustaları (Lesage) ve kuyumcular (Goossens)… Blazy’nin vizyonu, bu ustaların el emeğini New York’un kasvetinin arasında parıldayan birer sanat eserine dönüştürdü.

Matthieu Blazy, Chanel için hazırladığı bu ilk Métiers d’art koleksiyonunda sadece kıyafetleri değil, bir hikayeyi sergiledi.

Önceki Yazı

Aylık Burç Yorumları: Aralık 2025

Sonraki Yazı
Pantone

Pantone 2026 Rengi "Cloud Dancer" ile Tanışın