Moda ve sanatın buluşması, yıllardır süregelen bir gelenek. Bu buluşmalardan en çarpıcı olanların, 20. yüzyılın iki dehası Elsa Schiaparelli ve Salvador Dalí arasında gerçekleştiğini söylemek yanlış olmaz… Schiaparelli’nin ve Dalí’nin yaratıcı vizyonlarının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu iş birlikleri, modanın sadece giyinmekten çok daha fazlası olduğu kanıtlandı.
Dalí’nin sıra dışı sanat anlayışı, Schiaparelli’nin yenilikçi moda vizyonuyla birleşerek benzersiz parçalar oluşturdu. Bu çalışmalar, günümüzde de pek çok kişiye ilham olmaya devam ediyor.
Bu yazıda, Schiaparelli ve Dalí’nin iş birliklerini keşfediyoruz. Hazırsanız, modayla sanatın en sıra dışı buluşmasına yakından bakalım!
Genel Bakış
İtalyan tasarımcı Elsa Schiaparelli, 1927’de markasını kurduğu andan itibaren yenilikçi ve sürrealist tasarımlarıyla çokça dikkat çekti. 1931’de yazar Elsa Triolet ile ilk sanatçı iş birliğini yapan Schiaparelli, 1934’de Time kapağında yer alan ilk kadın tasarımcı oldu. 1935 yılında, 21 place Vendôme’da (Paris) modern haute couture evinin ilk örneği olan atölye&butiğini açtı. Markanın ana merkezinin halen aynı adres olduğunu da belirtelim. Aynı sene, Schiaparelli, Salvador Dalí ile ilk iş birliğini gerçekleştirdi.
Elsa Schiaparelli ve Salvador Dalí
Sürrealist ikilinin 1930lu yılların başında tanıştıkları tahmin edilmekte. Ne zaman ve nasıl tanıştıkları net olmasa da genel düşünce, ortak arkadaşları sayesinde tanıştıkları yönünde.

İlk Dalí İş Birliği
Schiaparelli ve Dalí’nin ilk iş birliği, çevirmeli telefon kadranı şeklindeki pudra kutusuydu. O dönemde Harper’s Bazaar bu üründen, “Schiaparelli’nin küçük çılgınlıklarından biri” olarak bahsetmişti.
Bureau-Drawer Suit
İkilinin giyim alanındaki ilk iş birliği, Dalí’nin Schiaparelli’ye bir not eşliğinde çizim iletmesinden sonra gerçekleşti. Notta, “Yarı sert ve yumuşak çekmeceli takım elbise, malzeme imitasyon şerit zincir, doğal meşe çekmece kulpları – Schiaparelli için. Arkadaşı Salvador Dalí, 1936” yazıyordu.

Schiaparelli’nin 1936-1937 kış haute couture koleksiyonunda, Dalí’nin ilettiği bu çizimden ilham alınarak yapılmış tasarımlar bulunuyor. Bu tasarımların en popüleriyse bureau-drawer suit.
Yanda:(1) Dalí’nin çizimi, (2) Bureau-Drawer Suit Çizimi

Night and Day Clothes
Bu sefer birbirlerine olan etkileri tam tersine dönüyor ve Dalí’nin Schiaparelli’nin tasarımlarından ilham aldığını görüyoruz. Dalí, Night and Day Clothes of the Body adlı eserinde Schiaparelli’nin 1930’ların başında yaptığı ikonik tasarımlardan ilham almış.

Dalí’nin bu eserinde, Schiaparelli’nin iki ikonik işinin resmedildiğini görüyoruz: Fermuarlı elbiseler ve omuz çizgileri üzerine çalışmaları.

Görünür fermuarlı ilk elbise 1929 yılında Elsa Schiaparelli tarafından yaratılmıştı. 1931 senesindeyse Schiaparelli’nin belirgin omuzlara sahip “hard chic” koleksiyonu piyasaya sürülmüştü.
Lobster Dress
İkilinin en ikonik görülen ve en çok bilinen tasarımlarının başında ıstakoz elbise yer alıyor.

Elbisenin etek kısmında Dalí’nin elle boyadığı bir ıstakoz ve maydonoz filizleri bulunuyor. Söylentilere göre Dalí elbiseye mayonez sürmek istemiş fakat Elsa reddetmiş. Tasarımın ilhamı Dalí’nin ıstakoz telefonundan geliyor

Shoe Hat
Schiaparelli bu sefer ilhamı Dalí’nin kendisinden alarak 1937-1938 kış haute couture koleksiyonu kapsamında bir şapka yarattı. Aksesuarın ilhamı, Dalí’nin eşinin ayakkabısını şapka olarak kafasına taktığı fotoğrafa dayanıyor.


Skeleton Dress
Yine Dalí Schiaparelli’ye bir çizim eşliğinde not yolluyor ve yine ortaya bir sanat eseri çıkıyor. Dalí’nin kemiklerin dışarda olması fikrini sevdiğini söylemesi üzerine tasarlanan iskelet elbise, Schiaparelli’nin Le Cirque (Sirk) koleksiyonunda bulunuyor.

Tear Dress
İskelet elbisenin de içerisinde bulunduğu Le Cirque koleksiyonunda bulunan bu parça, Dalí’nin iki tablosundan ilhamla tasarlanmış. Schiaparelli elbisenin yapımında; Dalí’nin bu iki eserinde bulunan, vücudu ve kıyafetleri erimiş gibi görünen kadınlardan yola çıkmış.
Kimileri bu elbiseyi, elbise tasarlandığında henüz ortaya çıkmamış olmasına rağmen, punk akımının bir parçası olarak görmekte.

Shocking Radiance
Schiaparelli’nin İkinci Dünya savaşı nedeniyle New York’ta olduğu dönemde, ikili bu sefer markanın kozmetik ayağı için iş birliği yaptı.

İlk başta yağ, daha sonra dudak ve yüz ürünleri içeren koleksiyonun ambalajlarını ve reklam çizimlerini Dalí’ tasarladı.

Le Roy Soleil
Ve son olarak kozmetik kısmından devam ederek ikilinin parfüm iş birliğine geliyoruz. Fransanın en uzun hükümdarı olan Louis XIV (1643-1715) onuruna çıkarılan parfümün şişe tasarımı ve reklamları Dalí tarafından tasarlanmış.
Parfümün ilhamı Louis XIV’ün halk ağzındaki adı, Le Roi Soleil (Güneş Kral)’dan geliyor.
